Zeka ve Başarı Ölçeğinde Erkek Tahakkümü

Kadının Gerçek Potansiyeli Gölgede Mi?

Dünyada zeka ve başarı ölçüm kriterlerinin kökenine baktığımızda, bu kriterlerin tamamının erkekler tarafından tanımlandığını görürüz. Bu durum, satranç gibi entelektüel saygınlığı olan oyunlarda erkeklerin daha başarılı olmasının temel sebeplerinden biridir.

Erkek Egemen Zeka Tanımları ve Kriterler

Satranç örneğinden yola çıkarak, zeka ve başarının erkek mantığıyla kurgulandığı bir dünyada değerlendirilmesi, erkeklerin daha üstün görülmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda IQ testleri, EQ testleri, bilimsel kurallar (Newton’un hareket yasalarından Einstein’ın izafiyet teorisine kadar) ve stratejik oyunlar, erkek zekasını öne çıkaracak şekilde biçimlendirilmiştir. Dolayısıyla, bu ölçütler üzerinden yapılan karşılaştırmalar, kadınların potansiyelini doğru bir şekilde temsil etmez.

Kadınlar Satrançta Neden Daha Az Temsil Ediliyor?

Dünya genelindeki en üst satranç oyuncularına bakıldığında, ilk 100’de yalnızca bir kadın oyuncunun bulunması (Judith Polgar), bu alanın erkek egemen yapısının bir göstergesidir. Ancak bu istatistik, kadınların daha az zeki ya da stratejik olmadığı anlamına gelmez; aksine, erkeklerin kurguladığı standartlar üzerinden kadınları değerlendirmek, başlı başına bir yanılgıdır.

Erkek Egemenliğinin Kökleri ve Zeka Tanımları

Bu durum sadece oyunlarla sınırlı değildir. Bilimden sanata, felsefeden ekonomiye kadar erkekler tarafından biçimlendirilmiş bir dünyada yaşıyoruz. Zekayı belirleyen ölçüler de bu erkek egemen dünyanın ürünüdür. Oysa ki, dünya tarihi boyunca kadınların ilgisi ve mantığıyla tasarlanıp geliştirilmiş kriterler üzerinden bir değerlendirme yapılsaydı, bugün çok farklı bir dünyada yaşıyor olabilirdik.

Sosyalist Perspektifle Zeka ve Başarı

Kapitalist düzen, erkek egemenliği güçlendiren bir yapıya sahiptir. Bu sistemde, kadın emeği tarih boyunca görünmez kılınmış, ekonomik ve entelektüel kaynaklara erişimleri engellenmiştir. Oysa ki, sosyalist bir yaklaşım, üretim araçlarının ortaklaşa kullanımını ve emeğin toplumsal değerinin eşitlenmesini savunur. Kadınların zeka ve başarı kriterlerini dönüştürmek için bu tür bir sistemde örgütlenmeleri, gerçek bir eşitlik için gereklidir.

Alternatif Bir Dünya Düşüncesi

Bir paralel evrende, kadınlar tarafından geliştirilmiş “falanca” adında bir oyun düşünelim. Bu oyun, kadın zekasının öne çıkarıldığı ölçüler üzerine kurulu olsaydı, erkekler bu oyunda yeterince başarılı olamazdı. Kadınlar, bu oyunun entelektüel bir saygınlık kazandığı bir dünyada başarılı bireyler olarak kabul edilirdi. Bu senaryo, şu anki erkek egemen standartların öznelliğine dikkat çekmek için bir metafordur.

Kadınların Kendi Zeka Tanımını Yapma Çağrısı

Kadınların bu yapıya meydan okuması için öncelikle ekonomik ve entelektüel sermayeye sahip olması, bunu nesiller boyu koruması ve kendi ilgi alanlarına kaynak aktarması gerekir. Bu, sadece bireysel başarılarla değil, kolektif bir mücadele ile mümkün olabilir. Kadınlar, kendi düşünsel ve bilimsel ürünlerini oluşturup bunlara entelektüel bir kimlik kazandırdıklarında, dünyadaki zeka tanımlarını yeniden yazma şansına sahip olacaklardır.

Formül Kadınların Elinde

Dünyadaki standartların erkekler tarafından belirlenmiş olması, kadınların bu dünyada geride kalması anlamına gelmez. Bu gerçeğin farkında olan kadınlar, sermaye biriktirerek, yeni ürünler ve kriterler geliştirerek bu tahakkümü değiştirebilirler. James Brown’ın dediği gibi, bu dünya bir erkek dünyası olabilir, ancak bu gerçeği dönüştürmek, kadınların ellerindedir. Bu dönüşüm, bireysel başarıların ötesinde, sosyalist bir dayanışma ve kolektif çabalarla gerçekleşebilir.